Stres Hormonları: Adrenalin, Kortizol, Norepinefrin Sağlığı Nasıl Etkiler?
Günümüzün rekabetçi modern dünyasında yaşamın çeşitli yönlerinde insanlar stresle karşılaşmaktadır. Stres, canlı bir organizma ile çevresi arasındaki dengeyi bozma eğilimi gösteren herhangi bir durum olarak tanımlanabilir. Günlük yaşamda iş baskısı stresi, sınavlar, psikososyal stres ve travma, cerrahi ve çeşitli tıbbi bozukluklara bağlı fiziksel stresler gibi birçok stresli durum vardır. Örneğin bir araç çarpışmasından kılpayı kurtulan birisi 20 dakika boyunca titremesini durduramayabilir. Strese verilen fiziksel ve zihinsel reaksiyonların ardında görevli bir dizi hormon vardır. Sempatik sinir sistemi, bir dizi güçlü stres hormonu kullanarak tehlikeli veya stresli durumlara istemsiz yanıtı yönlendirir ve kişilerin kendini koruması için oldukça önemlidir. Savaş veya kaç olarak bilinen panik dalgası aslında işbaşında olan sempatik sinir sisteminin işbaşında olduğunu gösterir.
Stres, CRH, kortizol, glukokortikoidler, katekolaminler, tiroid hormonları, büyüme hormonu ve prolaktin dahil olmak üzere birçok hormonun serum seviyesinde değişikliklere yol açabilir. Bu değişikliklerin bazıları strese karşı savaş veya kaç tepkisi için gereklidir. Bununla birlikte insanların avcı- toplayıcı olduğu günlerden beri zamanla çok şey değişmiştir. Bu hormonlar vücudun stresli durumlara yanıt vermesine yardımcı olmak için gerekli olsa da strese uzun süre maruz kalmak sağlığı olumsuz yönde etkileyebilir, birçok endokrin bozukluğunun klinik durumunu değiştirebilir, zihne ve bedene zarar verebilir. Stres tepkilerinin bazıları Graves hastalığı, gonadal disfonksiyon, psikoseksüel cücelik (psikojenik ya da psikososyal cücelik) ve obezite gibi endokrin bozukluklara sebep olabilmektedir.
Başlıca Stres Hormonları
Strese karşı bilinçsiz savaş veya kaç tepkilerinden bir dizi hormon sorumlu olsa da üç ana stres hormonu adrenalin, kortizol ve norepinefrin’dir.
Adrenalin
Adrenalin genellikle savaş veya kaç hormonu olarak bilinir, stresli hissedildiğinde verilen hızlı tepkilerden sorumludur. Hormon, böbreküstü bezleri (adrenal bezler) tarafından stresli bir durumla karşı karşıya olunduğu mesajı beyinden alındıktan sonra üretilir. Adrenalin, norepinefrin ile birlikte stres altında hissedilen ani reaksiyonlardan büyük ölçüde sorumludur. Karşılaşılan stresli duruma vücudu hazırlamak için adrenalin kalp atış hızını, kan basıncını ve enerji kaynaklarını yükseltir, dikkatin odaklanmasını sağlar. İlkel anlamda, enerjideki bu artışın amacı tehlikeli bir durumdan kaçılmasına yardımcı olmaktır. Kalbin hızlı çarpmasından başka kasların gerginleşmesi, daha hızlı nefes alınıp verilmesi, terleme gibi tepkilerin sorumlusu da adrenalindir.
Norepinefrin
Adrenaline benzeyen noradrenalin böbreküstü bezlerinden (adrenal bezlerden) ve ayrıca beyinden salgılanan bir hormondur. Adrenalin gibi norepinefrinin birincil rolü uyarılmadır. Stresli iken kişiler daha bilinçli, uyanık, odaklanmış ve genel olarak daha duyarlı olur. Ayrıca, kan akışını cilt gibi çok önemli olmayabilecek alanlardan kaslar gibi daha önemli alanlara kaydırmaya yardımcı olur, böylece stresli durumlardan kaçılabilir. Her ne kadar adrenalin (bazen epinefrin olarak da adlandırılır) göz önüne alındığında norepinefrin gereksiz gibi görünse de her iki hormonun da bir yedekleme sistemi olarak düşünülebilir. Kişiyi strese sokan şeyin uzun süreli etkisine ve kişisel olarak stresle nasıl başa çıkıldığına bağlı olarak normal dinlenme durumuna dönmek yarım saatten birkaç güne kadar sürebilir.
Kortizol
Vücudun stresli duruma konsantre olmasını sağlamak için kortizol salınır. Bunu kan dolaşımındaki şekeri artırarak ve sindirim sistemi, üreme sistemi ve büyüme gibi hemen gerekli olmayan süreçleri bastırarak yapar. Kortizol adrenal bezler tarafından üretilen bir steroid hormondur. Stres karşısında kortizolün etkilerinin hissedilmesi adrenaline göre biraz daha fazla zaman (saniyeler yerine dakikalar) alır çünkü bu hormonun salınması iki ek küçük hormon içeren çok adımlı bir süreç gerektirir. İlk olarak, beynin amigdala adı verilen kısmı bir tehdidi tanımak zorundadır. Daha sonra kortikotropin salgılayan hormonu (CRH) serbest bırakan beynin hipotalamus adı verilen kısmına bir mesaj gönderir. Daha sonra hipofiz adrenokortikotropin hormonunu (ACTH) serbest bırakması için uyarır, bu hormon da adrenal bezlerin kortizol üretmesini sağlar. Bu hormonların plazma seviyeleri insanlarda stres sırasında iki ila beş kat artabilir. Hayatta kalma modunda, optimal miktarlarda kortizol hayat kurtarıcı olabilir. Kortizol üreme dürtüsü, bağışıklık, sindirim ve büyüme gibi o anda önemli olmayan bazı vücut fonksiyonlarını düzenlerken, sıvı dengesini ve kan basıncını korumaya yardımcı olur. Bir problem üzerine endişe duyulduğunda vücut sürekli olarak kortizol salgılar ve kronik yüksek seviyeleri ciddi sorunlara yol açabilir. Çok fazla kortizol bağışıklık sistemini baskılayabilir, kan basıncını ve şekeri artırabilir, libidoyu azaltabilir, akne üretebilir, obeziteye ve daha fazlasına katkıda bulunabilir.